Sayfalar

6 Aralık 2011 Salı

KENTSEL REKABET ve MARKALAŞMA


Rekabet sadece ürünler ve firmalar arasında gerçekleşmez.
Ülkeler ve şehirler de birbirleriyle rekabet eder.”
Philip Kotler


Küreselleşme süreci ile birlikte kapitalizmin mekânsal dönüşümüne bağlı olarak bölge ve kentlerin dünya ekonomisinin bir alt sistemi olarak etkinliği ve önemi artmıştır. Bu süreç içerisinde dünyada sanayinin küresel olarak örgütlenmesi dönüşüme uğramaktadır. Dünya sanayi üretiminde gelişmekte olan ülkelerin payı artarken tüm dünya küreselleşme ve yerelleşme çelişkisi içinde birleşik olarak değişmektedir. Örneğin Global Metro Monitor raporunda yayımlanan verilere göre ekonomik değer ve istihdam bakımından dünyanın en büyük 150 kent ekonomisi 53 ülkede bulunmaktadır. 2007 yılında Dünya GSMH’nin % 46’sı bu 150 kent tarafından üretilirken ile dünya nüfusunun % 12’ye yakın kısmı da bu kentlerde yaşamaktadır. (The Brokings Institution; 2010:9) Bu dönemde kentler yatırımları çekebilmek, turizm faaliyetlerinin merkezi haline gelebilmek için birebirleriyle küresel ölçekte kıyasıya rekabet etmeye başlamışlardır.Kentler bir çekim merkezi haline gelebilmek için sahip oldukları taklit edilme olanağı zayıf olan kaynak ve özelliklerini ön plana çıkararak bir rekabet stratejisi geliştirmeye başlamışlardır. Uluslararası turizm pazarı, ülkelerin pazar paylarını koruma ya da arttırma amaçları için yoğun çaba gösterdikleri önemli bir ekonomik girdi kapısı haline gelmiştir. Günümüzde Turizm, ülkelerin kalkınmasında artık çok daha önemli bir rol oynamaktadır. Ülkeler bunun için, gerek hükümetler düzeyinde gerekse yerel yönetimler düzeyinde turizm stratejileri geliştirmektedirler. Kent pazarlaması kavramı da söz konusu stratejilerin etkinliğinin arttırılması açısından oldukça önemlidir. Belirli destinasyonların ayırt edici özelliklerinin ön plana çıkartılarak, potansiyel hedef pazarlara ya da pazar bölümlerine sunulması, günümüzde yaygın olarak kullanılan bir “kent pazarlaması” stratejisidir Belirli destinasyonların ayırt edici özelliklerinin ön plana çıkartılarak, potansiyel hedef pazarlara ya da pazar bölümlerine sunulması, günümüzde yaygın olarak kullanılan bir “kent pazarlaması” stratejisidir. Artık şehirlerde kaynaklarını daha etkili kullanmak, yaranabilir mekânlar yaratmak, cazibe merkezi haline dönüştürebilmek amacıyla pazarlamayı kullanmaktadırlar. Küresel rekabet ortamında giderek küresel sistemin bir alt unsuru haline gelen kentler için temel amaç daha fazla ilgi çekmek ve turizm faaliyetleri ve sinai ve hizmet yatırımları bakımından tercih edilebilir olmaktır. Yani şehre ziyaretçi sayısını artırmak, yatırım isteklerini teşvik etmek ve şehirde oturanların sorunlarını anında çözümleyecek hizmet sektörlerinin varlığı yoluyla değer oluşturmak anlamına gelmektedi Bu kapsamda fikrilerin, sermayenin ve yerel bilginin yeni kaynakları yerel politikaların uygulanmasına yönelik olarak harekete geçirilmektedir.Bu anlamıyla kent pazarlaması özel sektör ile işbirliği ahinde sürdürülen kamu planlamasına stratejik bir yaklaşım olarak düşünülebilir.Kent pazarlaması, kente yönelen yatırımların ve turizm faaliyetlerinin arttırılması yanında, kent toplumunun gelişmesi, yerel kimliğin güçlenmesi ve dışlanmışlığı engelleyecek toplumsal güçleri harekete geçirilmesi amacıyla kentin rekabetçi üstünlüğünün tesisi olarak anlaşılabilir (Kavaratzis,2004:70). Kentlerin kültürel varlıkları ve tarihlerine,doğal özelliklerine,sahip oldukları özgün ürünlere ve yetkinliklere dayanarak marka kent olmak için caba harcamaya başlamışlardır. 1990’ların başında ağırlık kazanan marka kent kavramı da, markalaşması hedeflenen kentin öncelikle kendi halkına, daha sonra da küresel alanda tüm bireylere daha iyi şartlar sunması amacına yönelmektedir. Bu bağlamda, bir kent, uluslararası platformda bir ya da birkaç alanda en bilinen olmak, tercih edilmek, markalaşmak istiyorsa, öncelikle kendi sınırları içinde yaşayan insanlar için yeterli olabilmeli, ekonomik, kültürel, sosyal açıdan tüm açıklarını kapatabilmelidir. Gelişme açığını kapatan bir kent, daha sonra, dünyadaki yatırımcıları, girişimcileri ve turistleri kendisine çekmek için markalaşma faaliyetlerini sürdürür. Kent pazarlaması kavramı da söz konusu stratejilerin etkinliğinin arttırılması açısından oldukça önemlidir. Ekonomik ve sosyal gelişmede İnsanların tasavvur gücünü en büyük ve önemli kaynak olarak gören “yaratıcı kent” kavramı, marka kentler oluşturmak için söz konusu kaynağa nasıl yatırım yapılabileceğinin cevaplarını içermektedir (Florida,2002).


Kaynaklar:

Florida R L, (2002), The rise of the creative class and how it's transforming work, leisure, community and everyday life Basic Books, New York.

İlgüner, Muhterem ve Asplund, Christer (2011), Marka Şehir, 1. Basım, Markating Yayınları, İstanbul.

Kavaratzis, Michalis (2004), “From city marketing to city branding: Towards a theoretical framework for developing city brands” Place Branding ,Vol: 1, No:1, pp. 58–73

UNCTAD (2008), Creative Economy Report.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder